3. Demokrasi fikri daima yükselen bir denizi andırmaktadır. 20'inci yüzyıl bir çok despot hükümetlerin bu denizde boğulduğunu görmüştür!
"Demokrasi yönetiminin esası, bugün çağdaş Anayasanın genelde en belirgin özelliği olarak görünmektedir. Hükümdarlık ve oligarşi, artık zamanı geçmiş geçici şekillerden başka bir nitelikte kabul edilemezler. Gerçi henüz başlarında hükümdarlar bulunan devletler vardır. Fakat bunların hemen hepsi demokrasi yönetimini kabul etmektedir. Artık egemenliğin sahibi olduğunu iddia cesaretinde bulunabilecek hükümdar enderdir. Bir milletin pratikte demokrasi yönetimini seçtiğini ilan etmesi, o milletin çoğunluğunun sosyal gücünün bir sonucudur. Millet yeterli derecede kuvvetli olunca, kuvvet ve kudreti eline alır. Bu olay bazen ihtilal ile ve bazen de hükümdarlarla barışçı bir anlaşma ile husul bulur. Artık bugün demokrasi fikri daima yükselen bir denizi andırmaktadır. 20'inci yüzyıl bir çok despot hükümetlerin bu denizde boğulduğunu görmüştür.
Demokrasi prensibi egemenliği kullanan araç ne olursa olsun esas olarak milletin egemenliğine sahip olmasını ve sahip kalmasını gerektirir. Bu noktayı birkaç kelime ile açıklayalım. Demokrasi esas itibariyle siyasi bir görünümdedir. Demokrasi bir sosyal yardım veya ekonomik teşkilat sistemi değildir. Demokrasi maddi refah meselesi değildir. Böyle bir teori vatandaşların siyasi hürriyet ihtiyaçlarını uyutmayı amaçlar.
Bizim bildiğimiz demokrasi siyasidir. Onun hedefi milletin idare edenler üzerindeki kontrolu sayesinde siyasi hürriyeti sağlamaktadır.
Demokrasinin birinci özelliği ile ortak esas itibariyle ikinci bir özelliği daha vardır. O da şudur. Demokrasi fikirseldir, bir kafa meselesidir. Hükümet prensibi de adalet sevgisini ve ahlak fikrini gerektirir. Demokrasi memleket aşkıdır.
Demokrasi esasında bireyseldir. Bu nitelik vatandaşın egemenliğe insan sıfatıyla katılmasıdır. Demokrasinin temel niteliklerinden birisi de eşitliğe çok değer vermesidir. Şüphesiz bütün bireyler aynı siyasi haklara sahip olmalıdırlar. (1924)