14. İnsan bütün dünya milletlerinin mutluluğuna hizmet etmeye elinden geldiği kadar çalışmalıdır
Bugün bütün dünya milletleri aşağı yukarı akraba olmuşlardır ve olmakta meşguldürler. Bu itibarla insan mensup olduğu milletin varlığını ve mutluluğunu düşündüğü kadar bütün dünya milletlerinin huzur ve refahını düşünmeli ve kendi milletinin mutluluğuna ne kadar kıymet veriyorsa bütün dünya milletlerinin mutluluğuna hizmet etmeye elinden geldiği kadar çalışmalıdır. Bütün akıllı adamlar takdir ederler ki, bu yolda çalışmakla hiçbir şey kaybedilmez. Çünkü dünya milletlerinin mutluluğuna çalışmak, diğer bir yoldan kendi huzur ve mutluluğunu temine çalışmak demektir.
Dünyada ve dünya milletleri arasında huzur, anlaşma ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendi kendisi için ne yaparsa yapsın huzurdan yoksundur. Onun için ben sevdiklerime şunu tavsiye ederim. Milletleri yönetenler doğal olarak öncelikle kendi milletlerinin varlığı ve mutluluğunun gerçekleştiricisi olmak isterler. Fakat bütün milletler için de aynı şeyi istemek lazımdır.
Bütün dünya olayları bize bunu açıktan ispat eder. En uzakta zannettiğimiz bir olayın bize bir gün etki etmeyeceğini bilemeyiz.
Bunun için insanlığın hepsini bir vücut ve bir milleti bunun bir organı saymak gerekir. Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa "bana ne" dememeliyiz. Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramızda olmuş gibi onunla ilgilenmeliyiz. Olay ne kadar uzak olursa olsun bu esastan şaşmamak gerekir. İşte bu düşünüş, insanları, milletleri ve hükümetleri bencillikten kurtarır, bencillik kişisel olsun, milli olsun daima kötü olarak kabul edilmelidir. (1937)
Milletler yerleştikleri arazilerinin gerçek sahibi olmakla birlikte, insanlığın vekilleri olarak da o arazide bulunurlar. O arazinin servet kaynaklarından hem kendileri faydalanırlar ve hem de bütün insanlığı faydalandırmak ile yükümlüdürler. Bu kurala göre bunu yapmayan milletlerin yaşama hakkına ve bağımsızlığa layık olmamaları gerekir. (1920)