13. ARA GEÇİŞ FORMLARI YOKTUR.
Kısaca ara geçiş formu, değişen türlerin değişme aşamalarının örneğidir.
Evrim karşıtlarının ağızlarına pelesenk olan söylemdir; ara geçiş formları yoktur, bu formlar olmadığından evrim dayanaksızdır.
Bu tip düşüncede olan arkadaşların bilmesi gereken bazı hususlar var.
Burada sözü Richard Dawkins’e bırakalım;
“Bu insanların ara-form olmadığını düşünmesinin nedeni ara-formun neye benzeyeceği ile ilgili çok garip bir fikre sahip olmalarından kaynaklanıyor. Bebek bir timsah ile yer sincabını gösterip: “Timsahlarla sincaplar arasında bir ara geçiş formu yoktur.” diyorlar. İyi de niye sincapla timsah arasında ara-form olsun ki? Sanıyorlar ki modern __bir hayvanı ve diğer bir modern hayvanı alacaksınız ve bir çeşit ikisinin
ortasını bulacaksınız. (…) Aslında ara geçiş formu diye bir şey yoktur, çünkü bulacağınız her fosil bir şeyle başka bir şey arasındaki bir “şey” olacaktır zaten.”
Yani her canlı zaten geçiş formu olmaya mahkûmdur. Örneğin ileride insanlar başlı başına farklı bir tür haline gelince, günümüz insanı (homo sapiens sapiens) ile ilerdeki olacak olan insan arasındaki geçiş formu bu bahsi geçen iki ana tür arası dönemde yaşayan canlılar olacaklardır. Yani yaşayan ve yaşamış her canlı bir geçiş formdur.
Ara geçiş form fosillerinin sayılarının az olması oldukça normal bir durumdur. Zira yaşamış ve yaşamakta olan milyonlarca canlı türünden geriye nispeten çok az sayıda fosil kalmıştır. Geriye kalan bu fosillerin ancak çok az bir kısmı iki tür arasındaki geçişi kanıtlayan üçüncü bir türün fosilidir.
Bu fosillerden örnekler verelim:
Archaeopteryx: Dinozorlardan kuşlara geçiş formlarından biridir.
Odontochelys semitestacea: Balıktan kaplumbağa geçiş formlarından biridir.
Tiktaalik Rosae: Balıklarla kara canlıları arasındaki geçiş formlarından biridir. Karaya çıkıp yürüyebilen bilinen ilk deniz canlısıdır.
Panderichthys: Balıklarla kara canlıları arasındaki geçiş formlarından bir diğeri.
Ambulocetus: Yürüyen balina olarak da bilinen balina evrimine dair geçiş formlarından biridir.