Suya Olan İhtiyacımız Nedir, Susuzluk Baş Ağrısı Yapar Mı ?

 İnsan hayatında ve diğer canlıların hayatında vazgeçilemeyecek şeylerin en başında suyun geldiği herkes tarafından biliniyor. Su dünyada bol miktarlarda bulunuyor yağan yağmurlar ile su kaynakları yenilenebiliyor. Su tatsız ve renksiz olarak tanımlanmasına karşın insan hayatında diğer besinlerden çok daha fazla bir önem taşıyor. Su doğada katı, gaz ve sıvı hallerde bulunabiliyor ve su molekülü 2 hidrojen ve 1 adet oksijenden oluşuyor. Suyun insan hayatındaki önemi susuz kalındığı durumlarda karşılaşan sonuçlarla anlaşılıyor vücut belli bir limitin üzerinde su kaybı yaşadığı zaman maalesef susuz kalan kişinin hayatı son buluyor. Bir insan vücudunda su oranı yaş, cinsiyet ve kilo gibi etkenlere bağlı olsa da yetişkin bir insan vücudunda su oranı 2/3 oluyor. Yeni doğmuş bebeklerin vücutlarındaki su oranları %75 olmasına karşın bu oran zamanla azalıp yetişkinlik döneminde 2/3 oranında kalıyor, yaş ilerlemesi ile birlikte vücuttaki su oranında azalma görülüyor.

Yaşamın suda başlamış olabileceği ihtimali üzerinde bilim insanları tarafından uzun zamandır çalışmalar yapılıyor. Ama en çok merak edilenler arasında suyun insan vücudundaki yolculuğu geliyor. İçecekler ve besinlerin tüketimi ile vücuda giren su ilk önce sindirim sisteminde emiliyor, sonra kana geçip hücreler içerisinde bazı kimyasal reaksiyonlara giriyor. Bir süre sonra tekrar doku sıvısına dönüşen su dokulardan kana karışıyor. Son adım olarak ise dokulardan kana karışan su kandan böbreklere geliyor ve suyun büyük bölümü idrar olarak dışarı atılıyor. Suyun vücuttaki idrarla atılmayan kısmı deri, sindirim sistemi ve solunum sistemi tarafından kullanıldıktan sonra vücuttan dışarı atılıyor.

Su Yaşamın Yapı Taşıdır

Bir insan için olmazsa olmazların en başında su gelmektedir çünkü vücutta su eksikliği görüldüğünde vücutta birbirinden farklı sorunlar ortaya çıkabiliyor ve susuzluk insanı ölüme bile götürebiliyor. Bir insanın günlük su ihtiyacı bünyesine, cinsiyetine ve vücut durumu gibi birçok faktöre bağlı olsa da doktorlar tarafından yetişkin insanlara günde iki ile iki buçuk litre arasında su tüketimi yapmaları öneriliyor. Su tüketiminin en az günlük su alınımına eşit olması gerekiyor çünkü vücuttaki su dengesi korunamaz ise vücudun tüm dengesi bozuluyor. Bir insan yemek yemeden uzun süre yaşayabilse de su içmediği zamanlarda vücut susuzluğa yalnızca birkaç gün direnebiliyor.

Vücuda Su Alımının Önemi

İnsan vücudunun en çok ihtiyacı olan şey sudur. Vücuda su alınmasıyla beraber böbrekler de daha hızlı çalışmaktadır böylece böbreklerde kum oluşumu engellenmektedir. Su insan vücudunda sadece böbrek için değil bütün iç organların sistemlerin çalışması için gereklidir. Vücuttaki su miktarı nasıl arttırılır sorusu ile doktora başvuran kişilere doktorların önerileri genelde bol bol sıvı tüketimi ve sulu yiyecekler tüketimi oluyor. Doktorlar tarafından yemeklerde su içilmesi, her öğünde olmasa da gün içerisindeki yemeklerde çorba tüketimi tavsiye ediliyor. Sulu sebzeler ve meyveler hem kişilerin su ihtiyaçlarına karşılıyor hem de sağlıklarını tehlikeye atmıyor bunun için doğal sebze ve meyve tüketimi yapılması gerektiği sağlık uzmanları tarafından üstüne basa basa belirtiliyor.

Su Kaybı Tehlike Çanları Çaldırıyor

Vücuttaki yaşam kaynağı su olduğu için su kaybı ile bir çok hastalık ortaya çıkıyor. Vücuttaki su kabı oranına göre tehlike büyüyor. Vücuttaki %5 Susuzluk, baş ağrısına neden olabilir iken susuzluk arttıkça halsizlik ve titreme başlıyor. Susuzluk giderilmez ise bayılmalar ve bilinç kayıpları ortaya çıkıyor. Vücuttaki su kaybı oranları ve üzerine çıktığı zaman kişinin ölme ihtimali çok fazla artıyor ve hala ölüm olmamış ise susuzluk oranı geldiği zaman vücut pes ediyor ve kişinin hayatı son buluyor.