Anayurdu Meksika olan, daha sonraları da Akdeniz Bölgeleri’nin iklimine de rahatlıkla ayak uyduran gösterişli bir bitki türüdür. Bu bitkinin yapraklarından özellikle tekstil elyafı yapımda faydalanılmaktadır. İçeriğindeki besi suyundan da bazı alkollü içki yapımında faydalanılmaktadır. Agave bitkisinin farklı bölgelerde elliye yakın türü bulunmaktadır. Her bir çeşit agave’nin kendine has yapısı ve bir birine benzer olsa da, farklı renk tonları bulunmaktadır. Pek çok kişi ilk görüşte “aloe vera” ile benzerlik gösterdiğinden bu bitkileri birbiriyle karıştırmaktadırlar.
Agave, aralarında büyük benzerlikler bulunan sarısabır gibi, pek kalabalık olan yağlı bitkiler ailesindendir. Güzelliği ile göz alıcı bir rozet meydana getiren yeşil ve etli yapraklara sahiptir. Ayrıca yaprakları diken gibi sivri ve sert bir uçla son bulmaktadır. Sahip olduğu bu yaprakların uzunluğu gerekli yaşam ortamı oluştuğunda üç metrelik uzunluğa ulaşabilmektedir. Sahip olduğu bu yaprakların liflerinden sağlam sicimler ve halatlar örülmektedir. Bitkinin gövdesinin sahip olduğu bol ve tatlı olan besisuyundan da mayalama ve damıtma yoluyla, meskal denilen bir tür alkollü içki üretilmektedir. Ayrıca agaveden elde edilen bir tür şurup doğal tatlandırıcı görevi görmektedir. Özellikle şeker rahatsızlığı olan kişilerde agaveden üretilen tatlandırıcı kullanıldığında daha sağlıklı beslenme sağlamaktadır.
Bütün çöl bitkileri gibi oldukça uzun bir ömre sahip olan agave, yüz yıl kadar yaşayabilmektedir. Bu kadar uzun süre yaşamasına rağmen ömrü boyunca sadece bir kere çiçek açmaktadır. Bitkinin cinsine ve yaşam ortamına göre, onbeş yılı geçtikten sonra bitkinin gövdesinden on metre yükseğe kadar bir sap uzanmaktadır.
Bu sapın tepe noktasından her iki yanına doğru çok sayıda kırmızı ve sarı çiçekler açmaktadır. Bu çiçekler ve ortadan uzanan sapta yapraklarda ki gibi su tutma yeteneği olmadığı için bu çiçeklerin ömrü çok az olmaktadır.