Çanakkale Savaşları, Birinci Dünya Savaşı içinde, tarihin en kanlı bölümü olarak bilinir. Türk’ün sayısız zafer, şan ve şerefle dolu tarihinin en parlak sayfasıdır. Mehmetçiğin devleştiği, türkün yeniden savaş meydanlarında hak ettiği ününe kavuştuğu bu savaş Osmanlının genç ve okumuş nüfusunun kaybettiği bir savaş olmuştur. Bu savaşın bilinen yönlerinden ziyade bilinmeyen yönleri de bir hayli fazla işte bunlardan bir kaçı;
* Zamanının güneş batmayan imparatorluğu olarak bilinen ingiltere’nin; tarihin belkide en büyük donanması, en teknolojik silahlarıyla donatılmış ordusuyla, osmanlıyı küçümseyerek giriştiği bu savaşta mehmetçiğin iman dolu göğsünde hezimete uğradığını ve ingiltere’nin tarihinde en büyük savaş yenilgisini aldığını,
* Çanakkale türküsünün savaştan daha önce söylenmeye başlandığını, sonraki yıllarda da geliştirilerek bütün Türkiye’ye yayıldığını,
* Mustafa Kemal’in Anafartalar’da kalbinin üstüne isabet eden şarapnel parçası nedeniyle yaralandığını, şarapnalin isabet ettiği yerde bulunan cep saatinin ölümünü engellediğini bu yaranın aylarca kapanmadığını, Mustafa KEMAL’in askerin morali bozulmasın diye bu olayın tek şahidine sus emri verdiğini, daha sonra Liman Paşa’ya parçalanan saatini hatıra olarak verdiğini,
* Savaş istatistiklerine göre bir m2’ye 6000 mermi düştüğünü, bu oranın dünya savaş tarihinin en yüksek oranı olduğunu,
* Savaş alanında havada çarpışarak yapışmış bir çok merminin bulunduğunu, havada iki merminin çarpışma ihtimalinin 600 milyonda bir olduğunu,
*Edremitli Seyit Onbaşının, Topun ağzına mermi süren vinçin arıza yapması nedeniyle mermiyi topa sürmek için araç ve gercim yok ama iman gibi serhaddim var dercesine “Bismillah” çekerek üç tane 275 kiloluk mermiyi tek başına arka arkaya kaldırarak yatağa sürdüğünü ve ateşlediğini, bu işlemi yapabilmesi için her defasına üç basamaklı metal bir merdivenden çıkması gerektiğini, üçüncü atışta İngilizlerin “Ocean” zırhlısının dümenini parçaladığını, dümeni kırılan “Ocean”ın sarhoş bir serseri gibi mayınlara sürüklendiğini bir mayına çarparak havaya uçtuğunu ve yirmi dakika içinde battığını
* Cumhuriyet kurulduktan çok sonra Mustafa KEMAL’in Edremit’i ziyareti sırasında Seyit Onbaşıyı sorduğunu ve Kaymakam dahil kimsenin bilmediğini Kaymakamın Seyit Onbaşı’yı Mustafa KEMAL’in huzuruna çıkarmadan önce kılığını beğenmeyip, tıraş ettirip takım elbise giydirdiğini, bu olayın Mustafa KEMAL’i derinden yaraladığını Kaymakam dahil orada bulunan herkesi azarladığını Seyit Onbaşının ölene kadar sefalet içinde yaşadığını
* Avustralyalı bir albayın memleketine gönderdiği yolladığı mektupta; “Türkler çok dürüst savaşçılar. Kahramanlık ve cesaretleri tartışılmaz. İşkence, zulüm ve dumdum kurşunu konusundaki tüm iddialar yalandır. Geçen gün, yanlışlıkla atılan bir şarapnel ile Kızılhaç katırlarından birisini öldürdüler. Anında özür dilediler. Daha önce de yaralılarımızla ilgilendiler. Onları, kıyıya bırakıp bize haber verdiler. Burada hiçbirimizin, Türklere karşı büyük bir düşmanlık beslediğini sanmıyorum…” dediğini (böyle yüzlerce mektup var bu sadece birisi)
*Çanakkale’de bazı kadın Türk kadın savaşçılarının da, Mehmetçik ile birlikte çarpıştıklarını,
*Winston Churchill’in 1930’da “”Revue de Paris” dergisinde;”Birinci Dünya Harbi’nde bu kadar insanın ölmesine harbin ağır masraflara mal olmasına, denizlerde 5,000 tane ticaret ve savaş gemisinin batmasına başlıca neden, Türkler tarafından bir gece önce atılan ve incecik bir çelik halat ucunda sallanan 26 adet mayındır.” dediğini,
*GELİBOLU Yarımadası Tarihi Milli Parkında Uzun Devreli Gelişme Planı kapsamında Çanakkale Savaşlarında görev alan 149 komutandan ancak 71inin fotoğrafının bulunabildiği bu sebeple bu komutanlardan sadece 71’inin rölyeflerinin yapılabildiğini,
*Dogfight, yani İt Dalaşı teriminin çanakkale savaşlarınının da yaşandığı 1. Dünya Savaşı esnasında ortaya çıktığını, Bunun sebebinin pilotların beklenmedik manevralar yapmak için zaman zaman uçakların motorlarını havada kapamaları ve tekrar çalıştırdıkları zaman köpek havlamasına benzer bir ses çıkmasından kaynaklandığını,
*Türk subay ve komutanları, Alman Komutanların zehirli gaz kullanma tekliflerini “mertçe ve adil” bulmayıp, savaş kurallarına da aykırı olacağı gerekçesiyle onaylamadığını,ve zehirli gazı, savaşın son gününe kadar kullanılmadığını.