Emsey Hospital’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Evnur Saray konuyla ilgili bilgilendiriyor.
Ramazan ayı ile birlikte vücudumuz yeme - içmeye hasret kalıyor ve yolun sonundaki bayramla birlikte hasretini doya doya yaşamak istiyor. Fakat 18 saatlik uzun süren açlık ve susuzlukla, öğün sayıları azalıyor ve metabolizma hızı Ramazan ayı boyunca yavaşlıyor. Aslında biz fark etmesek de vücudumuz, içerisinde bulunduğu duruma adapte olmaya başlıyor. Ramazan'ın bitip bayramın gelmesiyle adaptasyon yerini karmaşaya bırakıyor.
Ramazan Bayramı beslenmede bir geçiş dönemi
Ramazan'da, sahur ve iftar olmak üzere ikiye indirilen öğün sayısının bayramın gelişi ile birlikte kısa sürede değişiyor. Unutmayalım ki günlük ideal beslenme şekli, 2-2,5 saatlik zaman dilimleriyle 3 ana, 3 ara öğün şeklinde periotları izleyen bir döngüdür. Ramazan Bayramı’nda yağ oranı fazla, yüksek kalorili yiyeceklerle beslenilmesi mide ve bağırsak hastalıklarına zemin hazırlıyor.
Öğünlere dikkat
Aslında beslenme düzeninde yapılan ufak değişiklikler, büyük adımlara dönüşüp bayramın ve günlük yaşamın sağlıklı geçmesini sağlayabilir. Ramazan'dan sonra karşıladığımız 3 günlük bayramda özellikle şunlara dikkat etmeliyiz:
- Herkesin içini ısıtan bayram sabahlarına, güzel bir kahvaltı ile başlanmalı. Ramazan'da oluşan uzun süreli açlık ile iftarlarda görülen hızlı yeme yerini, sağlıklı bir beslenmede önemli olan az az ve yavaş yeme alışkanlığı ile değiştirilmeli, sıvı alımı artırılmalı, öğünlere süt, ayran, bitki çayları, komposto gibi sıvı besinler eklenmeli.
- Hamur işleri, kızartmalar ve yağlı besinlerden uzak durulmalı çünkü yağlı besin tüketimiyle kişilerde gaz, hazımsızlık, mide bulantısı gibi mide ve barsak sistemi rahatsızlıkları görülebilmektedir.
- Ramazan Bayramı boyunca tatlı, çikolata tüketimine dikkat edilmeli, tatlılar yemekle birlikte değil, yemekten sonra az miktarda tüketilmeli.
- Hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli. Özellikle bu dönemde hamurlu tatlı tüketimi kandaki yağ ve kolesterol düzeyini de yükseltebilir. Vücut dengesini sağlamak adına bol miktarda sıvı tüketilmeli. Günlük ortalama 8-10 bardak civarında su içilmeli.
- Oruç etkisi ile yavaşlayan metabolizma kilo almaya neden olacaktır, bu yüzden beslenmenin yanında fiziksel aktivite de büyük önem taşıyor. Metabolizmayı hızlandırmak için spor yapmak, merdiven kullanmak, bisiklete binmek, en azından yemeklerden sonra yürüyüş yapmak oldukça faydalı olacaktır.
- Şeker, kalp ve hipertansiyon gibi kronik rahatsızlığı olan bireyler diyetlerine daha da dikkat etmeli.
- Ramazan ayı boyunca 1 ay dinlenmeye çekilen mide, bayramda tatlı ve hamur işi gibi yiyeceklerle yorulmamalı ve bayramın ilk günlerinde az ve sık aralıklarla sebze ve meyveye ağırlık vererek beslenmeli, vücudun eski düzenine dönmesi daha yumuşak ve sağlıklı bir geçişle sağlanmalıdır.
- Bayram ziyaretlerinde ikram edilen hamur tatlıları ve çikolatalardan uzak durmalı, ayrıca seçici olunup her ziyaret edilen yerde verilen her şey tüketilmemelidir.