Sevim hanım, yaşadığı Anadolu kasabasında kaynak atölyesi bulunan 35 yaşındaki Harun Keleş ile hayatını birleştirdi. İki yıl sonra dünyalar güzeli ilk kızları Canan, ardından da Ebru dünyaya geldi.
Çok Mutluydular.. Ta ki, Sevim hanımın başında ağrılar başlayıp, beyninde ur olduğu anlaşılana kadar… Muayeneler, tetkikler, tahliller derken, Sevim hanımın tedavi için İstanbul’a gitmesine karar verildi. Ve Sevim hanım Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde beyin ameliyatı oldu.
Sevim hanım bu ağır hastalıktan kurtulduğuna inanmıştı ki yeniden rahatsızlandı. Kadını iyice muayene eden doktorlar bu kez, yaşaması için ilik naklinden başka çare olmadığını söylediler.
Kızlarından ilik nakli yapılması düşünüldü. Ancak tetkikler neticesinde dokuların uyuşmadığı görüldü. Bunun üzerine doktorlar, “İstersen yeniden hamile kal. Doğacak çocuğun iliği uygun olabilir” dediler.
Bu arada bütün bu tedaviler sırasında Keleş Ailesi de varını yoğunu satmak zorunda kaldı.
Genç kadın bir müddet sonra tekrar hamile kaldı ve bu kez oğlu Halit’i dünyaya getirdi. Minik Halit birkaç aylık olup ilik nakli yapılacak duruma gelince bu kez Sevim Hanım minik bebeğinden nakil yaptırmak istemediğini belirtti.
Halit tek oğlu olduğu için, “Oğluma dokundurtmam. Ben öleyim ama ona birşey olmasın.” diyerek kararında direnen kadının hastalığı giderek ilerliyordu.
Sevim Hanım, yaşama umuduyla yine doktorlara gitti ve
“Oğluma kıyamadım. Bir daha hamile kalsam, ömrüm yeter mi?"diye sordu. Olumlu cevap alınca yeniden hamile kaldı. Fakat kaderden kaçılmıyordu. Sevim Hanım, yeni bebeğinin doğumuna beş ay kala 1.5 yaşındaki Halit’iyle fırına ekmek almaya giderken ehliyetsiz bir sürücünün kullandığı kamyonetin çarpmasına maruz kaldı.
Kadıncağız ilik nakli için kıyamadığı biricik oğlu Halit’i can havliyle kenara fırlatmayı başardı fakat kendisi bu trafik canavarından sorumsuzca kullandığı kamyonetle dokuz metre sürüklenerek karnındaki yaşam umudu olan bebeği ile birlikte feci şekilde öldü.