Güneşteki fırtınaların sebep olduğu manyetik akımlar dünyanın kutup bölgelerinde sıra dışı ışık gösterilerine neden oluyor. Kuzey kutup dairesi çevresinde, özellikle Baltık ülkelerinde görülen bu ışık şöleni, Aurora Borealis olarak adlandırılıyor. Romalıların şafak tanrıçası Aurora’nın adıyla Latince’de Kuzey rüzgarı anlamına gelen Boreas sözcüklerinin birleşimiyle anılan ve gerçekten de bir tanrıçanın güzelliği kadar etkileyici olan bu doğa olayına tanıklık edebilmek için binlerce kilometre yol kat eden insanlar, her yıl belli mevsimlerde kuzey ülkelerinde toplanıyor. Aynı olay Güney Kutbu’nda da yaşanıyor ve Aurora Australis (Güney Işıkları) olarak biliniyor.
Kuzey Işıkları, güneşte meydana gelen patlamalar sonucu oluşan manyetik fırtınanın oluşturduğu solar rüzgarların taşıdığı elektronların, dünya atmosferiyle etkileşime geçerek oluşturduğu manyetik alanların görüntüsüne verilen isim. Solar rüzgarlar, güneşten yaklaşık saatte 1 milyon mil hızla uzaklaşırlar. Ve güneşten ayrıldıktan 40 saat sonra, yeryüzü çekirdeğinin ürettiği manyetik güç çizgilerini izleyerek dünyanın çevresini saran manyetik zırha yani manyosfere girerler. Bu manyetik alan, gözyaşı damlası biçiminde ve oldukça yüksek oranlarda yüklü elektrik ve manyetik alanlar bölgesidir. Yeryüzü atmosferinin en üst tabakasına girmiş olan elektronlar, atmosferde bulunan oksijen ve nitrojen atomlarıyla çarpıştıklarında aurora olayı gerçekleşir. Aurora’nın rengi, hangi atomla çarpıştığına ve bu çarpışmanın gerçekleştiği yüksekliğe bağlıdır. Oksijenle çarpışan elektronlar yeşil ve kırmızı renkli auroraları, nitrojenle çarpışanlar ise mavi ve mor renkli auroraları oluşturur.
Auroralar, güneşteki aktivitelerle bağlantılı olduğu için, güneşteki fırtınaların yoğunlaştığı zamanlarda daha güney bölgelerden de görülebilirler. Her 11 yılda döngüsel olarak yaşanan bu manyetik fırtınalar, güneşte çok büyük patlamalara yol açar ve milyarlarca ton plazma ve yüklü partikülü uzaya saçar. Son olarak 2001 ve 2002 yıllarında gerçekleşen bu döngü sayesinde auroralar daha sık ve daha geniş bir bölgede görüldü.
Dünyanın manyetik kutupları yaklaşık her 100.000 yılda bir yer değiştiriyor. Yaklaşık olarak 100 yıl süren bu değişim esnasında dünyanın manyetik alanı yüzde 90 oranında azalır. Yani dünya manyetik zırhını yitirir. Bilim adamları, sıradaki kutup değişiminin çok yakın olduğunu öngörüyor. Kutupların yer değiştirmesi sırasında dünyanın çeşitli yerlerinde sayısı 10’u bulan, zayıf manyetik kutuplar ortaya çıkacağını ve Kuzey Işıkları’nın dünyanın pek çok yerinde görülebileceği ihtimalini de göz önünde tutarsak; gelecekte “Kuzey Işıkları”nın Türkiye semalarında bile görüleceğini umut edebiliriz.
Doğanın bu gizemli gösterisi, Baltık ülkelerinin mitolojisinde de önemli bir yer tutuyor. Bazı efsanelerde, “başka bir boyuttaki iyi ve kötü ruhlar” olarak nitelendirilen ışıklar, bazılarında ise “ateşten yapılmış tilkilerin kuyruklarına ait kıvılcımlar” olarak tasvir edilir. Fakat belki de bunlar arasında en ilginci, savaşçı tanrıçalar Valkyrior’ların zırhlarının ve kılıçlarının parıltısı olarak betimlenmesidir bu esrarengiz ışıkların.
Elbette, hiç kimsenin reddetmeyeceği gerçek, bu sıra dışı ışıkların inanılmaz bir görsel şölen yarattığı. Şansı olup da bu doğa harikası olayı yerinde seyredebilenlerin, evreni ve sonsuzluğu bir kez daha tüm güzelliği ve ihtişamıyla hissetmeleri mümkün.
Nasıl oluşuyor?
1- Güneşte manyetik patlamalar solar rüzgarlar yaratır.
2- Solar rüzgarların taşıdığı
elektronlar dünyanın manyetik alanına ulaşır.
3- Elektronlar atmosferdeki oksijen ve nitrojen atomlarıyla çarpışarak
aurorayı meydana getirir.